22 Şubat 2017 Çarşamba

apaçık

yeni nesil sızlanmalarım var. o kadar da yeni nesil değil aslında. eskiye göre daha yeni nesil. şimdikine göre biraz daha eski nesil oluyorum. ortalama bir nesil de diyebiliriz. facebook filan ilk çıktığında bilgisayarı olan nesilim işte. ancak. ve ancak snapchat dedikleri şeyin de ne olduğunu bilmem. böyle bir neslin sızlanışı olacak olmakla birlikte kocaman bir nesli iki üç kıytırık uygulama ile tanımlamak da sanırım tam da bizim nesle özgü bir şey. olmasa da. ki olacak gibi de değil zaten. akıl kabul etse. içeriye sinmez. içeriye sinmeyen de kalıcı olmaz. kalıcı olmayan da uçar gider. uçup gidecek bir şeyinse derdine düşmek. tasalanmak. kaygı gütmek. gereksiz. faydasız. bir iki niteliksiz nitelik daha işte. ekleyelim. içimizden. bazen bir kelime yazacak olsam da yazmam. daha sonra okurken daha güzel bir kelime aklıma gelir diye. başkası okursa kendisine uygun düştüğü ölçüde içinden geçen başka bir kelime kullanır belki diye. kim bilir. orada bir kelimenin eksik yazıldığının farkına varan birisi çıkar bir vakit. günün birinde. bunlar mümkün şeyler. en azından akılların henüz bu denli körelmediğini düşünüyorum. yani bu ihtimali sıfıra düşürecek kadar.

kendimce yeni nesil sızlanmalarım var. sızı belki de. bilmiyorum. acı eşiğim düşük belki de. emin değilim. tam da hassas noktalara denk geliyor belki de. bu da bir ihtimal. illiyet bağına kafayı takmaktan vazgeçerek sonuca yöneliyorum. sızlanmalarım var. bir sabah uyanıyorum. birisi bir şarkı paylaşmış mesela. ben onu gün boyu dinliyorum. bir daha şarkı paylaşana kadar dinliyorum. yarın yokmuş. başka şarkı kalmamış gibi dinliyorum. dinlemekten midem bulansa. aklım karışsa. işlerim aksasa da dinliyorum. hayatımda dinlediğim en saçma ritme de sahip olsa. bana en ufak şey katmayacak da olsa. biraz daha sızlanma ekliyor da olsa. dinliyorum. tam şu anda da dinliyorum. sahiden sevmedim. ama dinliyorum. gittikçe nefret ediyorum. ama dinliyorum. birisi ile aidiyet kurabildiğim tek şey olduğundan belki de. telefonuma yükledim. dinliyorum. kaç yıllık telefonumda yedinci şarkı olarak yerini alan bir şeyi. tiksinerek dinliyorum.

yeni nesil sızlanmalarım var. başkasına aşık olmuş mesela. hayatım boyunca bir daha aşık olamayacak gibi hissediyorum. ki bu da bir sızlanma mesela. öyle az bir şey de değil. yokluk çoktur. varlığı alır götürür. geriye kendisi kalır. yokluk. kara delik gibi. çeker içine. ümidi.

çok nadir de olsa şuna üzülüyorum. eskisi kadar sızlanmıyorum. eskisi kadar etkilemiyor beni. bana ne ki. ne olacaksa olsun diyebiliyorum. hayatıma devam edemem gibi gelmiyor. her şey bitmiş gibi hissedemiyorum. kendimi karanlığa sürükleme işini daha acemice yapabiliyorum. var olan kelimelerden daha fazlasına ihtiyaç duymuyorum. fazlasını isteme. üretme uğraşına girme telaşım kalmadı. çok nadir de olsa buna üzülüyorum. sürekli olarak şunlu bunlu. birli şeyli konuşuyorum. tanımlamak hem gereksiz hem de yorucu olmaya başladı. tanım içten gelmeli. kendiliğinden var olmalı. ben sana tanımlar sunamam. sunsam bile ki yapamam. anlayamazsın.

yine de anlatayım hadi. anla diye yazmadığım belli olsun diye. bazen karanlık daha karanlık olur. daha siyah gelir. hatta siyah değil de siyah karanlık gelir. karanlık daha da siyah gözükür gözüne. siyahı göremesen de karanlık belirir gözünün önünde. işte şubat böyle bir ay. şubatın sonları böyle zamanlar. beş yıl önce. şubat sonları. bir gece. karanlığa bakmaya başladım ben. ama öylesine değil. bir şey görme umuduyla bakıyorum. karanlık ve ben. bakışıyoruz. benim nefeslerim hızlı hızlı. kalbimi duyuyorum. karanlık çok daha sakin. böyle olaylara alışmış karanlık. üstünü örtmüş belki. belki de bunlara tanık olmaktan kararmış. bilmiyorum. umursamıyorum. sıkıldım. burada bırakıyorum.

2 yorum:

  1. İçinde bulunduğumuz zaman, her şeyi çok çabuk elde edip, aynı hızla da elimizden kayıp gitmesine olanak veriyor. Belki sızlanmaların asıl nedeni budur. Çünkü çok uğraş verdiğin ve emek harcadığın şey için öyle anında sızlanmaz insan. Elinden geleni yapar onu hayatında tutabilmek için. Sonuna kadar çabalar. Şimdiler de öylemi? Bence değil. Bu satırları da buraya yazmak ne kadar yerinde bilemedim. Ama yazıyı okuyunca aklıma geldi, sadece yazmak istedim ve yazdım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle katılıyorum. yeni nesle özgü alternatif sızlanmalar işte. hatta elde etme ölçütleri de değişti. elimizden kayıp gidenin ne olduğu dahi bilinemiyor. ve çok teşekkür ederim. :)

      Sil