2 Şubat 2019 Cumartesi

zan

kalabalık olmayan zamanlarda sokağa çıkmaktan korkardım. sonra büyüdük. benimle birlikte on milyonlarca insanla birlikte. istediğimiz vakitlerde sokağa çıkabilir hale geldik. sonra çok sevdim. kalabalık olmayan zamanlarda sokağa çıkmayı. gecenin bir vakti. sabahın körü. kimsesiz karanlıkların kalabalıklaşmasını seyrettim. kimi zaman dahil de oldum. gün doğumları karşıladım. sakinliği günün telaşına uğurladım. daha az korkmaya başladım. çünkü korkuya yer kalmadı ruhumda. çok üzüldüm. çok sevindim. ve birtakım başka şeyler. bütün alanı kapladı. belki de tekrardan. kalabalık olmayan zamanlarda sokağa çıkmaktan korkmak istedim. başaramadım. 

dördü kırk geçe çıktım evden. doğuya doğru yürüdüm. yürüdüm. kendi imkanlarım ölçüsünde. güneşi daha erken görme isteğine engel olamadım. bazen karanlığa duyulan nefret. doğuya sürükler. daha da doğuya hatta. bütün ömür boyunca tek bir ışınlanma hakkı olsa. bir karanlıktan herhangi aydınlığa ulaşmak için feda etmeyi göze aldırabilecek kadar nefret. ve uzun süre sonra nefreti hissetmek. sevmemekte kalmalı her şey. en kötü ihtimalde. nefret dediğin karanlık. karanlığın yol açtığı nefret. hissetmemek. 

beş buçuğa doğru ortalığın yeterince aydınlandığına ikna oldum. en yakınımdaki kaldırım taşına oturdum. bir sigara sardım. aniden ışığa maruz kalan gözlerime dumanın şokunu da ekledim. bir miktar ağladım. en son ne zaman gözyaşları içerisinde bir günü karşıladım ki diyerek. bu durumu o kadar da umursamadım. kalktım yoluma devam ettim. 

beşi kırktan fazla geçerken. bir nehir kenarına medeniyetten sonra ulaştım. bir sandalyeye oturdum. bir sigara daha sardım. kibritimi çaktım. daha tütüne değmeden ateş. kalabalık olmayan zamanlarda sokağa çıkmaktan korktuğumu hatırladım. belli belirsiz gülümsedim. sigaramı yaktım. telefonumu aldım. nefret ettiğimi de o zaman anladım.

2 yorum: